Sunday, May 23, 2021

Bir Sahte 9 Olarak Besar Gudjufi

Beşiktaş'ın 21/22 sezonu öncesi ilk transferi Besar Gudjufi transferden çok, bir yatırım. Mayıs 2004 doğumlu oyuncu, Makedon profesyonel liginde ilk kez 28 Kasım 2020'de altyapısından yetiştiği Vardar Skopje formasıyla Akademija Pandev'e karşı sahaya çıktı. 16 yıl 5 ay ve 30 gün önce doğmuştu; bu sezon Makedon liginde oynayan giyen en genç üçüncü oyuncuydu. 

Kendisiyle ilgili Mustafa Demirtaş'ın Futbolik ve Sinan Yılmaz'ın Sports Digitale için hazırladığı videoları izlemediyseniz, bir göz atmanızı tavsiye ederim. Her ikisi de maç görüntüleri üzerinden oyuncunun profilini çıkarmış ve değerli gözlemleriyle Gudjufi'nin geleceğine dair öngörülerini aktarmış. Beşiktaş'ın Hasic'ten sonra Gudjufi ile bir kez daha geleceğine yatırım yapmış olmasının doğruluğu konusunda ikisine de katılıyorum. 

Bu analizlerde de ifade edildiği gibi Gudjufi'nin yaşı için oldukça etkileyici bir dar alandan çıkma ve çalım atma kabiliyeti var. Beni daha çok ilgilendirense, Sinan'ın analizinin sonlarında değindiği çalışkanlık ve sertlikten korkmama özellikleri. Hasic'in eski maç videolarında olduğu gibi Gudjufi'nin maç görüntülerinde de kendisinden hem fiziksel hem de yaş olarak çok daha büyük oyuncularla "çata çat" mücadelelere girmekten çekinmediğini gördüm.

Aşağıdaki videoyu izlediğimde genç bir Bilal Başacıkoğlu ile karşı karşıya olmadığımızı anladım ve son derece mutlu oldum.


Maç görüntülerini izlemek için platformlara baktığım zaman Gudjufi'nin bu sezon sol kanatta oynadığı kadar santrafor mevkisinde süre aldığını gördüm. Sinan ve Mustafa'nın bir kanat olarak oyuncuyu yeterince tanıttığını göz önüne alıp, "peki Gudjufi nasıl bir santrafor olabilir?" sorusuna biraz yanıt aramak istedim. Bir de savunmasında gözlemlediğim ufak bir çapağa değinme ihtiyacı duydum.




Gudjufi'nin maçlarındaki bazı anlar, kendisine gezgin bir santrafor rolü verilirse buna iyi yanıt verebileceğinin sinyallerini barındırıyor olabilir. Genç Makedon hem oyun kurulumu aşamasında merkez orta sahalara kendini gösterip pas istasyonu olmayı seviyor...



Hem de ceza yayı civarından uzaklaşıp art arda link-uplar'a girerek savunmacıları "Şimdi kimi tutuyoruz biz?" sorusuyla karşı karşıya bırakabiliyor. 


Aboubakar'ın yokluğunda Sergen Yalçın Gökhan Töre'yi Kayseri ve Rize maçlarında sahte 9 olarak kullanmış ve Beşiktaş Kamerunlu golcünün yokluğundaki en iyi hücum performanslarını bu şekilde yakalamıştı. Enteresan bir şekilde bundan vazgeçen Yalçın, şampiyonluğun Galatasaray'a gitmek üzere olduğu Göztepe deplasmanının son yarım saatinde tekrar Larin'i sola atarak Gökhan'ı merkeze koyunca Beşiktaş 5-10 dakikada üç pozisyona girmişti. Son viraj bu şekilde kazasız atlatılmıştı. 

Yukarıda da bahsettiğim gibi, daha 17 yaşına basmamış Gudjufi'nin bu rolün gereksinimlerini karşılayacak zenginlikte bir oyuncu olması çok kıymetli duruyor. Futbolcuların birden fazla mevkiyi oynayabilmesi maç sıklığının artmakta olduğu günümüzde çok önemli. Beşiktaş'ın bu sezonunda bu savı destekleyen birkaç performans vardı. Gökhan Töre'nin sahte 9'luğu, Larin'in kanada dönüşmesi, Necip'in sağ bek, stoper ve 6 da oynaması... 

Benzer şekilde hiçbir özelliği çok ahım şahım olmayan Dorukhan'ın, Gençlerbirliği deplasmanında sol bek oynayıp Candeias'ı hayata küstürüp, Cenk'e maçı koparan asisti yapması ve Rize deplasmanında sağ bek ihtiyacını doldurabilmesi de çok kritikti. 

Gudjufi'nin sol kanattan içeri devrilmekten çekinmemesi, kalabalık içinde işlerliğini yitirmiyor olması, ikili mücadeleden kaçmaması ve fiziğine göre hava toplarında da fena gözükmemesi onun sadece çalımcı bir kanat oyuncusu olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dair ciddi doneler gibi duruyor. 


Sahte 9, çalımcı / oyun kurucu kanat, ya da gizli forvet gibi oynayan bir 10. Hangi mevkinin oyuncusuna evirilirse evirilsin, savunma yaparken gösterdiği iştahın ters tepmesini engelleyecek şekilde eğitilmesi gerek. Aşağıdaki gibi pozisyonlara biraz fazla rastladım. Eminim Beşiktaş'ın teknik ekibi de giderilmesi gereken bu eksiğin farkındadır. 



Gudjufi'yi geniş kadroya katarak bugünü değil yarını düşündüğü için Beşiktaş'ı tebrik ediyor ve genç oyuncuya bir üst seviyede başarılar diliyorum.