Monday, December 2, 2013

Kendimizi kandırmayalım


25 Ağustos tarihli yazımda yabancı sınırlaması kuralındaki değişikliği eleştirmiştim. Bu değişiklik genç oyuncu yetiştirmeye ön ayak olacağına inanılan kuralın bilmemkaçıncı kez pişirilip 17 kulübün itirazına rağmen önümüze konmasından ibaretti. O yazıda 6+0+4 ün Fenerbahçe ve Galatasaray'a sezon başında ne gibi sorunlar yarattığına değinmiştim. Oyuncu yetiştirme kısmına da yazı çok uzamasın diye bulaşmamıştım.

Avrupa'daki önemli liglerin çoğunda sezonun yarısı ile üçte biri arasında bir kısım geride bırakıldı. Transfermarkt'tan edindiğim verilerle beş büyük lig, iki önemli oyuncu yetiştirme ligi ve bizim ligimizde 21 yaşından büyük olmayan futbolcuları inceledim. Bu futbolcuların ligdeki dakikaların yüzde kaçında oynayıp, gollerin ve asistlerin yüzde kaçına sahip olduklarına baktım.  Ortaya şöyle bir tablo çıktı:

Görüldüğü gibi genç oyunculara şans verme ve onlardan verim alma konusunda diğer yedi lig içinde sonuncu olan İtalya'nın aşağı yukarı yarısı kadar başarılıyız. Bu konuda açık farkla zirvede olan iki ülke ise hiçbirinizi şaşırtmamıştır herhalde. Özellikle Hollanda'da futbolcu yetiştirmenin adresi olarak bilinen pilot takımlar var. Geçenlerde bir arkadaşımın gönderdiği bu yazı Chelsea ile Vitesse kulüpleri arasındaki oyuncu yetiştirme üzerine kurulu ilişkiyi anlatıyor. 

Genç yetiştirmenin yabancı sınırlaması gibi ayrımcı kurallarla, 25 yaşına gelenlere "genç yetenek" demekle, Salih Uçan'ı yazın üç milli takıma yollayıp kendi takımında yedeğin yedeği yapmakla mümkün olmadığını anlarsak belki bu tabloyu değiştirebiliriz.