Thursday, October 10, 2013

Kaleyi Gören Vurmasın: Resurrection

Kısa bir süre önce ligdeki takımların rakiplerine nerelerden şut imkanı verdiğine dair bir yazı yayınlamıştım. Kullandığım istatistikte Excel kaynaklı bir hata vardı. Bunun için affınıza sığınıyorum. Doğru veriyi sunmama katkıda bulunan Serdar Çolak'a teşekkürler.

Matchstudy'de her maçın şutları ceza sahası içinden ve dışından olarak ayrılmakta. Ancak onsekizin köşesinden atılan şutla altıpastan atılan bir şutun aynı kıymette olmadığını (en azından çoğu zaman) varsayarak bunu rakamlara dökmek istedim. Bu amaçla Matchstudy'de şut dağılımlarının gösterildiği sahayı Colin Trainor'un blogunda anlattığı şekilde bölgelere ayırdım:




Resimde gösterildiği üzere, turuncu alan birinci, kahverengi alan ikinci, yeşil alan üçüncü bölgeye tekabül ediyor. Mavi alan dördüncü bölge ki ismi Ali Adnan ya da Manuel Da Costa olmayan oyuncuların buralardan pek şut atmaması gerekir. Birinci ve ikinci bölgelerin toplamına tehlikeli bölge diyelim. Bu tanımlara göre takımların rakiplerine nerelerden şut izni verdiğine bir bakalım. 



Tehlikeli bölgede izin verilen şut yüzdelerine göre sıralanmıştır.




Aklınızda bulunsun; burada bahsi geçen şutlara oyuncular tarafından bloklananlar da dahildir. Bu bakımdan "kalesini şuta kapatmak / kapatamamak" gibi bir kavramı bu yazıda irdelemeyeceğim. Ayrıca kaynaktaki rakamlar Beşiktaş Galatasaray maçının 2-1 konuk leyhine tescil edildiği varsayılarak girilmiştir. (Üzerinden 16 gün geçti ve hala TFF'den tık yok!)

Tehlikeli bölgeden izin verilen şut yüzdesi sıralamasıyla ne puan sıralaması ne de yenilen gol sıralaması arasında elle tutulur bir ilişki olduğu için bu grafikleri eklemeyip zayıf korelasyon ağlaklıkları yapmadım. Bu ilişkilerin birkaç ay içinde daha kuvvetli olacağını tahmin ediyorum. Ancak mevcut durumdan da ilginç bulgulara rastlamak mümkün. Örneğin Kayseri Erciyesspor yedinci hafta itibariyle tehlikeli bölgelerden şut yememek konusunda lig ikincisiyken bu konuda lig sonuncusu olan Antalyaspor'dan iki gol fazla yemiş ve üç puan az toplamış. Daha da garibi tehlikeli bölgeden en düşük yüzdeyle gol yiyen üç takımdan ikisi düşme hattındaki üç takımın da ikisi. 

Gerek oynadığı oyunun hakkını kanımca alamamasından gerekse Prosinecki'ye olan sempatimden ötürü beni şu ana dek hayal kırıklığına uğratan Kayserispor tehlikeli bölgeden şut yememekte ligin en iyi 1/3'lük diliminde olmasına rağmen ligin sondan ikincisi. Ayrıca ligin en çok gol yiyen takımlarından da bir tanesi. Yediği 18 golle perspektife alınmaması gereken Elazığ'ı bir kenara koyarsak, Kayserispor rakiplerine iyi şut vermeme yetisine rağmen kalesinde gördüğü gol sayısında ligdeki en kötü üçüncü değere sahip. Yediklerini dengelemelerini sağlayacak bitiriciliğe Bobo'nun dönüşüyle kavuşacaklarını ümit edelim.

Elazığ demişken ufak bir not...Takımlar rakibin çektiği yaklaşık her on şutta bir gol yerken Elazığspor neredesye beş şutta bir gol yedi. Bu nedenle ortalamaları lig ortalamasına biraz yaklaşana dek yedikleri gol sayısına fazla dikkat etmemek gerek.

Ligin en az yiyeni unvanına sahip dört takımdan biri olan Eskişehirspor rakiplerine şutlarının neredeyse yarısını birinci bölgeden çekme imkanı vererek bu konuda ligin en başarısız takımı olmuş. İlk yedi haftanın altısında Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursa, Kasımpaşa ve Sivas gibi takımlarla oynadıklarını göz önünde bulundurursak mevzubahis kıstastaki başarasızlıklarının faturasını puan olarak çok da ağır ödemediklerini söyleyebiliriz.

Bu tezatların yanında bir iki tane düz orantılı bulguya rastlamak da mümkün. Örneğin Fenerbahçe puan liderliğini tehlikeli bölgeden şut yememeye de yansıtmış. Hatta ceza sahası içinde kaleyi cepheden gören bölgeden şut yememe konusunda en yakın takipçisi Beşiktaş'ın neredeyse iki katı başarılı olmuş. Buna karşılık bir puan geride kalan Kartal da ligin hem toplamda hem de ikinci bölgeden az şut yiyen takımlarından biri olarak kalesinde gördüğü golü ligin en düşük seviyesine indirmeyi başarmış. 

Genele bakıldığında yaklaşık %62 olan tehlikeli bölgeden şut izni verme ortalamasının altında kalan takımlar yedi haftada ortalama 10.1 puan toplarken ortalamadan kötü performans sergileyenler 9.5 puan toplamış (%6 fark). Aynı karşılaştırmayı yenilen gol sayısıyla yaptığımızda da ciddi bir fark göremiyoruz ki bu duruma korelasyondan bahsederken değinmiştim. Ligimiz hem geçtiğimiz sezon hem de bu sezonki uzun pasla oynama - puan ilişkisi gibi bu bakımdan da yabancı liglere göre ciddi farklılık gösteriyor. 

Son olarak tehlikeli bölgeden şut yeme ortalaması bana biraz yüksek geldi. Çok belirgin bir nedenim yok aslında. Bu orana savunmacıların başarısızlığının mı hücumcuların başarısının mı daha fazla etki ettiğine bakmakta fayda olacağını düşünüyorum.

Bunlar benim bir bakıştaki gözlemlerim. Daha fazlasını bulmakta size iyi eğlenceler.


No comments:

Post a Comment