Friday, September 6, 2013

Uzun garip bir yol

2012/13 sezonunda Süper Lig'de yeralan takımların uzun pas tercih etme eğilimlerindeki farkı incelemeden önce izlediğim maçlardan ve takımlar hakkında yapılan yorumlardan edindiğim bir takım izlenimler vardı. Örneğin geçen sezon Galatasaray, Fenerbahçe ve Eskişehirspor ayağa kısa pasları tercih etmiş ve önceliği topa sahip olmaya vermişti. Antalyaspor, Karabükspor, Belediye ve Beşiktaş gibi bazı takımlar ise dikine ve uzun toplarla rakip kaleye hızlı bir şekilde gitmeyi hedef edinmişti. Diğer takımların çoğu ile ilgili çok net bir fikrim yoktu. Bir de 90+ programlarından birinde Metin Tekin'in Mersin İdman Yurdu hakkında "haddinden fazla" kısa pas yapmaya çalıştığı ve pas kalitesi yüksek oyunculara sahip olmadığı için bu yaklaşımın ters teptiği şeklinde bir yorumunu hatırlıyordum. Sally ve Anderson'un "The Numbers Game" kitabındaki İngiltere Premiyer Ligi 2010/11 sezonu verileri de aklımın bir köşesindeydi. Uzun pasla oynama yüzdesi düşük olan takımların sıralamanın üstünde olma ihtimalinin daha fazla olduğunu tahmin ediyordum.

Aşağı yukarı bu öngörülerle ve Matchstudy'den edindiğim istatistiklerle takımların geçtiğimiz sezon genelindeki uzun top kullanma eğilimlerinin topladıkları puanla olan ilişkisini ve maçtan maça bu eğilimlerin gösterdiği değişkenliği incelemeye koyuldum. Menzili 30 metreden fazla olan pasların sadece isabetli olanlarını değil hepsini hesaba katarak incelediğimizde ortaya çıkan tabloya bir bakalım:


Zayıf ama en azından negatif bir korelasyon
Yukarıdaki grafiğin en önemli ve hayalkıran özelliği ortaya çıkan, daha ziyade çıkamayan, korelasyon. Geçen sezonu baz alan ve bir tahmin oyunu oynayan (kuvvetle muhtemel ki birbirinden başka da arkadaşı olmayan) iki arkadaştan biri diğerine herhangi bir takım seçip uzun pasla oynama sırasını söylese diğeri de puan tablosundaki sırasını bilmeye çalışsa oyun çok geçmeden başlarken olduğundan yirmi sekiz kat daha sıkıcı olurdu. Hal böyle olunca bize kalan tek seçenek uzun pas - puan ilişkilerini biraz da sezona dair anımsadıklarımızla birleştirip takımların özelinde yorumlamak. Metin Tekin'in Mersin hakkındaki yorumunu, Galatasaray ve Eskişehir'in kısa pas takımları olduğunu ve Belediye'nin uzun topla kontra atak peşinde koştuğu izlenimlerini doğrulayan bir görüntü var. Naçizane öngörülerime kıyasla Fenerbahçe'nin daha sık, Karabükspor, Antalyaspor ve özellikle Beşiktaş'ın daha nadir uzun topla oynadığını görebiliyoruz. Lig sonuncusunun uzun pas - puan paritesi kadar şaşırtıcı olan ve beklentileri paramparça eden bir diğer bulgu da Trabzonspor'un ligin en az uzun pasla oynayan takımı olmasına karşın kendine ta dokuzuncu sırada yer bulabilmesi. Belediye, Akhisar ve Trabzonspor'u ayırırsak ligdeki bütün takımların yaklaşık yüzde ikilik bir uzun pas tercih etme bandında kümelendiğine de dikkat etmek lazım.

Ligdeki ekiplerin sezon ortalamaları ve puanları ilişkisinde durum böyle. Asıl dikkat çeken ise takımların gösterdiği uzun pas eğilimlerinin haftadan haftaya tutarsızlığı:


Kırmızı çizgi sezon ortalamasıdır. Yaklaşık %8.4
İkinci grafikte takımların isimlerinin altındaki noktalar sezon ortalamalarına denk gelirken noktalardan aşağı ve yukarı çıkan çizgiler ortalamaların bir standart sapma üstüne ve altına uzanıyor. Buna göre maçtan maça uzun pas eğiliminde en az farklılık gösteren takımların Galatasaray, Trabzonspor ve Fenerbahçe olduğundan, Orduspor'un herhangi bir hafta nasıl pas tercihleri yapacağını tahmin etmenin imkansızlığından ve diğer on dört takımın pas eğilimlerinin neredeyse eşit oranda değişkenlik gösterdiğinden söz edebiliriz. Yani takımların çoğu iki çeşit pastan birini diğerine tercih eden bir taktiğe sadık kalmamış ve/veya kalamamış. Takım özellerinde konuşmak gerekirse Trabzonspor ligin pas tercihleri konusundaki istikrar abidesi olmuş; faydası tartışılır ama standart sapmaları dahilinde bile lig ortalamasından fazla ölçüde uzun pastan kaçınmış. Bu durumun tam tersini sergilemeye çok yaklaşan iki takım var. Biri en sonunda küme düşerek özellikle üç büyük takım taraftarına derin bir oh çektiren Belediye, diğeri Gekas'ın destansı performansıyla lige tutunan Akhisar. 

Bu iki tabloyu bir arada değerlendirince ortaya çıkan kaotik durum düşündürücü. Ligimizde ne üst düzey takımların ayağa pasa dayalı oyunu diğer takımlardan çok daha fazla uyguladığını (%2 bandını hatırlayın) ne de takımların tutarlı bir taktik çerçevesinde sezonu götürdüğünü görebiliyoruz. Bunu siz teknik direktör değişikliklerine yorun, ben oyuncuların istenilenleri sahada uygulama kabiliyetine yorayım. Ama şu kesin ki geçtiğimiz sezon itibariyle uzun pastan kaçınma endekslerinin gösterge niteliği çok ama çok zayıf kalmış.

Henüz takımların sadece üçer maç yaptığı yeni sezonda görüntünün ne şekilde değiştiğini anlamak için birkaç ay daha sabretmemiz gerekecek. Biliyorum sabırsızlıktan kaşıntılarınız başlayacak ama söz, istatistiksiz kalmayacaksınız.


No comments:

Post a Comment